Son Yazılar

Haberler

DIŞSALLIK NEDİR ?

Admin Nisan 30, 2018 Yorum Yap



Dışsallık Nedir, Dışsallıklar
Bir malın üretiminin ve tüketiminin o malın satıcıları ve alıcıları dışındaki üçüncü kişilere bir maliyet yüklemesine veya bir yarar sağlamasına dışsallık (externalities) denilir. Gerçek hayatta hem bir malın üretimi hem bir malın tüketimi üçüncü kişilere bir maliyet yükleyebilir veya bir yarar sağlayabilir. 
Ayrıca üretimdeki ve tüketimdeki dışsallıklar, olumsuz-yararsız dışsallık ve olumlu-yararlı dışsallık biçiminde olabilir.
Üretimde olumsuz-yararsız dışsallığa örnek olarak, çimento üretirken hava kirliliğine yol açan ve dolayısıyla da çevredeki tüketicilere sağlık riski biçiminde bir maliyet yükleyen bir çimento üreticisinin durumu veya nehir kıyısında kurulu bir fabrikada boya üreticisinin durumu gösterilebilir. 
Üretimde olumlu-yararlı dışsallığa örnek olarak, bir malın üretimi üretimi üçüncü kişilerce bir maliyet yüklemek yerine bir yarar da sağlayabilir. Üretimde olumlu dışsallığın örnekleri arasında, bahçesinde elma yetiştiren bir çiftçinin bal üreticilerine sağladığı yaradan veya yüklü bir araştırma-geliştirme harcaması karşılığında yeni bir mal üreten bir üreticinin, bu icadı daha sonra kullanacak olan üreticilere sağladığı yarardan söz edilebilir.
Kaynak: Prof. Dr. Erdem M. Ünsal
Devamını Oku..>

DEVALÜASYON NEDİR ?

Admin Nisan 30, 2018 Yorum Yap

Devalüasyon Nedir, Türkiyede Devalüasyon

 

Kelime olarak değerini düşürme anlamına gelen devalüasyon, bir iktisat terimi olarak ülke parasının yabancı paralar karşısında değerinin düşürülmesini ifade eder. Piyasa mekanizmasının işleyişi sonunuda gayri iradi ve amaçlanmayan bir sonuç olarak değil, hükümetlerin bilinçli ve iradi kararlarının sonucu olarak gerçekleşir.


Devalüasyonda güdülen ana amaç, ödemeler dengesi açıklarının tamamen veya mümkün mertebe kapatılmasıdır. Ülke parasıyla ifade edilen iç fiyatları, yabancı para cinsinden ucuzlattığı için ihracatı arttırması, dış ülkelere ait mal ve hizmetleri ülke parası cinsinden pahalılaştırdığı için de ithalatı azaltması ve böylece dış ödemeler dengesini olumlu yönde etkilemesi beklenir. Fakat bu beklentinin gerçekleşmesi, devalüasyon zamanının ve oranının isabetle seçilmesi, dış ve iç malların ve hizmetlerin arz ve talep esnekliklerinin devalüasyon amacına uygun özellikler taşıması gerekir.

Devamını Oku..>

EKSİK REKABET PİYASASI NEDİR ?

Admin Nisan 29, 2018 Yorum Yap

Eksik Rekabet Piyasası, Eksik Rekabet Piyasaları Dengesi

Tam rekabet piyasası şartlarının kısmen veya tamamen işlemediği eksik rekabet piyasaları, gerçek hayatta ençok karşılaşılan piyasa türleridir. Tam rekabet ve Eksik rekabet piyasaları arasındaki ayrım, daha çok tam rekabet şartlarından en önemlisi olan çokluk şartına göre yapılmaktadır. Yani bir malın piyasasında fiyat, alıcı ve/veya satıcılardan biri veya birkaçı tarafından belirlenebiliyor veya değiştirilebiliyorsa, o piyasa eksik rekabet piyasasıdır.

Eksik Rekabet Piyasası Türleri
A.Tekel Piyasalar
Bir mal veya hizmet piyasasında alıcı ve/veya satıcılardan biri fiyatı belirleyebiliyor veya değiştirebiliyorsa, o piyasa tekel piyasasıdır. Tekel piyasaları da kendi içinde birkaç türe ayrılır. Bunlar monopol, monopson, zincirleme ve ikili tekel piyasalardır.

A.1.Monopol Piyasalar
Bir mal veya hizmetin piyasasında fiyatı bir tek satıcı belirleyebiliyorsa, bu piyasaya monopol veya tekel satıcı piyasası denir. Böyle bir durumda piyasada alıcılar, tek satıcının belirlediği fiyatı kabul etmek durumundadırlar. Buna örnek olarak, ülkemizde yakın zamana kadar uygulanan sigara ve alkollü içki satışları gösterilebilirdi.

A.2.Monopson Piyasası: Alıcı Tekeli
Bir malın piyasasında fiyatı veya satın alınacak miktarı alıcı belirliyor veya değiştirebiliyorsa, böyle piyasalara monopson piyasalar denir. Bu piyasalara da örnek olarak ülkemizde Toprak Mahsulleri Ofisi’ni haşhaş kabuğunun tek alcısı olduğu durum gösterilebilir.

A.3.İkil Tekel ve İki Yanlı (Zincirleme)
Bir malın piyasasında bir firma hem tek alıcı hem de tek satıcı konumu kazanırsa buna, iki yanlı veya zincirleme tekel denir. Böyle bir durumla pek karşılaşılmamakla beraber bir firmanın belirli bir hammadde veya yarı mamul malın tek alıcısı olup, bu girdileri kullanarak ürettiği malın tek satıcısı olması durumu gösterilebilir.

A.4.Tekelci Rekabet Piyasaları
Bazı mal ve hizmet piyasalarında tam rekabet şartlarından çokluk şartının varlığına rağmen akışkanlık ve özellikle homojenlik şartı, kısmen veya tamamen gerçekleşmeyebilir veya bazı firmalar çeşitli önlem veya uygulamalarla bu iki şartı kendi çıkarlarına göre değiştirebilirler. Bu önlem ve uygulamalara yoğun reklam uygulamaları, müşteriler edinerek onlara farklı davranmaları gibi uygulamalar gösterilebilir.
Böyle durumlarda satıcı firmalar, kendi öz veya özel bir müşteri grubu oluşturmayı başararak, o müşteriler karşısında tek satıcı gibi karar verebilirler. Böylece bu tür piyasalar, hem tam rekabet hem de monopol özelliklerine birlikte sahip olabilirler. Bu nedenle bu tür piyasalara tekelci rekabet piyasaları denir.


Diğer Eksik Rekabet Piyasaları

Oligopol Piyasalar
Bir mal veya hizmetin piyasasında satıcılar az;  alıcılar çok sayıda ise, bu tür piyasalara oligopol denir. Ancak burada az sözcüğü ile çok sözcüğünün anlamlarının sayıyla ilgili olmadığı unutulmamalıdır. Satıcıların az olması, bunlardan birinin veya birkaçının, duruma göre fiyatı belirleyebilmeleri veya değiştirebilmeleri imkanlarına sahip olduklarını ifade eder. Çok sözcüğü ise, bu şekilde belirlenen fiyatı alıcıların kabul etmek durumunda olduklarını ifade eder.

Oligopson Piyasalar
Bir mal veya hizmetin piyasasında alıcı az; satıcı çok ise; yani alıcılar fiyatı belirleyebiliyor ve satıcılar da bu fiyatı kabul etmek durumunda kalıyorlarsa, böyle piyasalara oligopson piyasalar denir.

Düopol – Düopson Piyasalar
Daha çok teorik olan bir eksik rekabet türü de, düopol piyasalardır. Kısaca bir malın satıcısı iki, alıcısı çoksa, böyle piyasaya düopol denir. Düopolde iki satıcı arasında, piyasayı iki eşit parçaya bölünceye kadar kıran kırana bir fiyat rekabeti ortaya çıkar. Nihayet piyasa öyle bir dengeye ulaşır ki iki satıcı firma bu dengeyi, yani oluşan fiyat ve miktarları, değiştiremezler.


Kaynak: Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı, Doç. Dr. N. Ata Atabey – Selçuk Üniversitesi
Devamını Oku..>

DEFLASYON NEDİR ?

Admin Nisan 29, 2018 Yorum Yap


Deflasyon Nedir, Türkiye'de Deflasyon

Deflâsyonun kelimesi latince “flatus” kökünden türetilmiş olup, nefes verme, hava kaçırma, sönükleşme gibi anlamlara gelir. İktisadi anlamda ise, iktisadi faaliyetlerin canlılığını kaybetmesi ve sönük bir devreye girmesi demektir. O halde enflasyon ve deflasyon anlamları zıt kavramlardır. Enflasyon ve deflasyon olaylarının da gerek sebepleri, gerek belirtileri, gerekse sonuç ve etkileri itibariyle zıt iktisadi olaylar olduğu söylenebilir. Yalnız bu zıtlığın, tam simetrik anlamda bir zıtlık olmadığını belirtmeliyiz.

Deflasyon bir iktisadi istikrarsızlık halidir ve sebebi de talep yetersizliğidir. Başka bir ifadeyle enflasyondaki sebep, burada adeta tersine çevrilmiştir. Yani bu defa toplam arz, toplam talebi aşmakta ve toplam talep, toplam arz karşısında yetersiz kalmaktadır.


Toplam talebin toplam arz karşısında yetersiz kalması demek, ekonomideki toplam harcamaların mevcut mal ve hizmetlerin tamamını satın almaya yetmemesi demektir. Bu sebeple üretilen mal ve hizmetlerin bir kısmı alıcı bulmaz olur. Bu sonuç üretici ve satıcıların rekabetine ve giderek fiyatların düşmesine sebep olur. Mal ve hizmetlerin bir kısmının satılamaması ve fiyatların düşmesi, karların azalması demektir. Üretici ve satıcıların bu duruma ilk tepkisi mal stoklamasına gitmek, daha sonraki tepkisi ise üretimi kısmak şeklinde ortaya çıkar. Üretimin kısılması, istihdamın kısılması ve işsizliğin artması demektir. 

Devamını Oku..>

ENFLASYONUN ETKİLERİ NELERDİR ?

Admin Nisan 28, 2018 Yorum Yap


Enflasyonun Etkileri, Enflasyon Etkisi
Ekonomi bir enflasyon içine girince, ekonomide istihdam ve genel fiyatlar düzeyi yükselmekte, girişimcilerin karları artmakta, tasarruf hacmi, ticaret ve ödemeler dengesi ve ekonomik kaynakların kullanışı olumsuz yönde etkilenmektedir. 

a-Enflasyon ve Gelir Dağılımı Etkileri
Gelir dağılımı enflasyonla bozulur. Bu bozulma başta sabit gelirler ile gelirleri işgücünden gelen toplum kesimlerinin (işçiler, memurlar ve emekliler v.b.) zararına, gelirleri rant ve karlara dayanan toplum kesimlerinin ise yararınadır. Enflasyon zengini daha güçlü fakiri daha fakir hale getirir: orta sınıf küçülür ve yok olur, sosyal sınıflar arasında denge kalmaz. Bu sınıflar arasında gerginlik artar. 
b-Enflasyon ve Tasarruf Oranı Etkisi
Enflasyon fiyat mekanizmasını bozduğundan, ekonomide akılcı çözüme varan değerleri alt üst eder. Tasarruf, karın çok olduğu yerlerden vurgunculuğun (spekülasyon) bololduğu alanlara kayar. Sanayi yatırımları değil arsa ve taşınmaz mallar prim kazanır. Faİz oranları paranın değer kaybını karşılamadığından tasarruf azalır. Tasarrufun azalışı fiziksel yatırımın azalışı demektir. Tüketirnin artması demektir. Bu ise talebi kamçılayacağından tekrar fiyatların yükselmesine yol açar.

c-Enflasyon ve Dış Ticaret 
Enflasyon dış ticaret yönünden de olumsuz etkilere yol açar. Enflasyon olan ülkede, enflasyon oranı daha düşük olan ülkelerle olan dış ticaret dengesi bozulur. Bu bozulma kısa zamanda ekonomik yapıya yönelir. ithal mallarının fiyatlarının değişmemesi ve içerde fiyatların yükselişi ithalata spekülatif karlara yol açtığı ve ithalata özendirdiği halde, ihraç mallarının fiyatları yabancılara pahalı geldiğinden ihracatta tıkanıklar ve güçlükler doğmaya başlar. 
Ayni nedenlerle dış ülkelerden gelen turistlerde azalma, buna karşılık yabancı ülkelere gitmek isteyenlerde çoğalma görülür. Böylece daha sonraları ithalat güçlüklerinin de fazlalaşmasıyla, sermaye mallarının sağlanması zorlaşır ve yatırımlarda baltalanmış olur. Bu sorunları çözümlernek içinde devalüasyona başvurulur veya ithalatı daraltıcı önlemler alınır. 

d-Enflasyon ve Kaynakların Kullanımı 
Enflasyon kaynakların kullanımı üzerindeki olumsuz etkilerini yalnız tüketim harcamalarının artması şeklinde göstermez. Böyle dönemlerde, döviz fiyatları da yükselir ve donanım malları ithalatı güçleşir. Ayrıca yatırımların gerektirdiği verimlilik ve maliyet hesapları kesinlikle saptanamaz. Böyle olunca, yatırımlar makine ve donanım alanlarına değil, (inşaat gibi) yönelir. Böylece sermaye-hasıla katsayısı yükselir (Ulusal Gelirde bir birimlik artış, kaç birimlik satış yapmakla sağlanır). Çünkü sanayi yatırımları üretime geçmek için uzun bir süre alırlar. Bu süre içinde geleceğin ne olacağı belli değildir, iş alanlarına güvensizlik ve dengesizlik egemendir. çünkü, yatırımcılar hammadde ve yedek parça sağlayıp sağlayamayacaklarını bilemezler. Bu da yatırımcıların yatırım cesaretini kırar ve kalkınma için yararlı ve zorlu olan alanlardan kaçmalarına neden olur. Ekonomi normal düzene geçişte dönemi sorunlarıyla karşılaşır.

Devamını Oku..>

ENFLASYON NEDİR ?

Admin Nisan 28, 2018 1 Yorum



Enflasyon Nedir ?


Enflasyon, fiyatlar genel seviyesinde sürekli ve hissedilir yükselme eğilimidir. Genel fiyat seviyesinin yüksek olması veya bir defalık yükselmesi enflasyon değildir. Enflasyon, genel fiyat düzeyinin sürekli ve hissedilir ölçüde yükselmesi şeklinde ifade edildiği gibi, para değerinin düşmesi veya paranın değer kaybetmesi olarak da ifade edilir. Enflasyonun sonuçları göz önünde tutularak yapılan bu tarif, enflasyon olayının parayla olan bağlantısını da açığa vurmaktadır. Zira fiyatlar mal ve hizmetlerin piyasa değerlerinin para ile ifadesidir. Fiyatların yükselmesi demek, aynı mal ve hizmet miktarı için, eskiye oranla daha fazla para ödenmesinin gerekmesi demektir.Enflasyonu sebeplerine görede tarif etmek mümkündür. Bu taktirde enflasyon, kısaca, toplam harcamalar ile ihracatın toplamından oluşan toplam talebin, bir ekonominin belirli bir döneminde ürettiği ve ithal ettiği mal ve hizmetlerin toplam miktarını ifade eden toplam arzı aşması şeklinde tarif edilebilir. Enflasyonist ortamda mal birimi başına ödenen para miktarı arttığına göre, yani genel fiyat seviyesi yükseldiğine göre, paranın değeri düşer. Enflasyonda sadece mutlak fiyat seviyesi yükselmez, aynı zamanda nispi fiyatlar da değişir.

Devamını Oku..>